Geçtiğimiz haftasonu başlayan olaylarda basın ve televizyonların başarısız tavrı üzerine söylenecek çok şey var. Holding medyalarının gazete ve televizyon yönetimleri üzerinde kurduğu baskı, genellikle ticari ilişkilerden kaynaklanan bir bağımlılığa işaret ediyor. Herhangi bir ekonomik beklentisi olmayan Sözcü, Halk vb. gazete ve televizyon kanallarının istediği gibi yayın yaptığı bir ülkeden bahsediyoruz. Dolayısıyla ortada bir basın özgürlüğü kısıtlanıyor gibi bir sıkıntı yok, basın sektörünün nasıl tasarlandığı ve işlediğine dair büyük bir sorun var.
Gezi Direnişi, halkın haber beklentisi ile klasik yayın organlarının buluşmadığının büyük bir göstergesi oldu. Klasik yayın organlarından bilgi alamayan kalabalıklar Twitter üzerinden provokasyon içerikli ve yanlış bilgilerin yer aldığı Tweet’lere itimat etmek zorunda kaldı. Bu iflas halkta medyaya karşı bir tavır da oluşturdu.
Bu tepki ifade edilirken çok sağlıklı hareket edilmediğini meydanda ve sokaklarda basın ve medya mensuplarına karşı gösterilen saldırılardan da anlıyoruz. Dayak yiyen gazeteciler, basın bürolarına saldırı, yağmanalanan gazete genel merkezi ve yakılan canlı yayın araçları var.
Kısaca Gezi Parkı Direnişi sırasında medya organlarına nasıl bir karşılık verildiğini Twitter ve ajanslardan derlediğim bilgilerle özetlemeye çalışacağım. Maalesef göreceğiniz üzere, tepki pek “münferit” değil. (NTV önündeki barışçıl gösteriyi saymazsak)
YANAN CANLI YAYIN ARAÇLARI
Göstericiler ilginç bir şekilde olay yerinden başından beri yayın yapan Doğan Haber Ajansı (DHA) aracını da yaktılar.
DÖVÜLEN GAZETECİLER
Tabi olayın bir de dövülen gazeteciler boyutu var. Bu fiziki mekanlara verilen tepkiden çok daha vahim.
https://twitter.com/kemalozturk2020/status/341285904012431360
https://twitter.com/behluul/status/340846751072256000
Linç edilmeye çalışılan A Haber / ATV Haber ekibi
TAKSİM’DE KİMLİK KONTROLÜ
Son olarak Taksim’de göstericiler tarafından basın mensuplarına uygulanan “baskı” ile ilgili CİHAN’ın hazırladığı bir haberi alıntılamak istiyorum:
Taksim Meydanı’ndan polisin çekilmesi ile alana hakim olan göstericiler çekim yapan gazetecilere müdahale ediyor. Kimliği belirsiz kişiler, hangi kurumdan olduklarını sorduğu basın mensuplarından, kimliklerini göstermesini istiyor.
Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olayların büyümesi ile polis çekilmişti. Polisin çekilmesi ile birlikte özellikle Gezi Parkı ve çevresine yerleşen eylemciler ilk günden itibaren polisin yanı sıra medyaya da büyük tepki göstermişti. Televizyonların canlı yayın araçlarını hurdaya çeviren göstericiler, araçları meydanın ortasında ters çevirmişti. (…)
Bu arada, gazeteciler de meydanada rahat hareket edemiyor. Bazı göstericilerin gazetecileri kimlik sorarak alana aldığı görüldü. Fişlenen medya organları ve muhabirler alana alınmıyor.