Gazeteci abilerimizden Erkan Sevenler’in şu sözünü hiç unutmam: “Fotoğraf yoksa, haber de yok demektir.”

Pek çok hikaye için bu söz altın değerinde bir öneme sahip. Gazetecilik yaşanılan şeylerin kaydının tutulmasını sağlıyor, kayıt için de elimizde deliller olması lazım. Bu anlamda meslek bir delil toplayıcılığı süreci olarak da değerlendirilebilir.

Google’ın büyük bir kampanya ile duyurduğu Google Glass bu açıdan çok önemli bir yere sahip. Gözlük sayesinde anbean neler olup bittiğini kaydedebiliyor ve bunu doğrudan Youtube’a yükleyebiliyorsunuz.

Bu açıdan 4 Temmuz’da Chris Barrett adlı bir Amerikalının Wildwood, New Jersey’de gerçekleşen bir gözaltıyı baştan sona kaydetmesi pek çok haber kaynağı tarafından “dönüm noktası” olarak değerlendirildi. Son derece basit bir olay gibi gözüken bu kayıt, vatandaş gazeteciliğinde akıl almaz bir yükselişin de habercisi olabilir. Bu gözlükler yaygınlaştıkça insanlar milyonlarca anı kaydedip sosyal paylaşım sitesine kaydediyor olacaklar. Google Glass’ın bir kameradan farklı kılan özelliği ise herhangi bir irkilme ya da kaçma anında görüntü almaya devam edecek olması.

Google Glass gazeteciler için de büyük bir kolaylık sunabilir. Artık fotoğraf makinası taşımak zorunda kalmayacak olan gazeteciler Google Glass ile fotoğraf çekebilecek, kayıt alabilecek ve bunları daha sonra yayınlayabilecek. Ses kaydı da alan Glass’ın dezavantajı tüm sesleri kaydediyor olması. Bu sorun da çözüldüğünde röportajların da bu şekilde yapılacak olması kuvvetle muhtemel.

Google Glass aracılığıyla yapılacak canlı yayınları saymıyorum bile.