Bilmediklerimiz

Haber ücretsiz değildir

ABD’de son iki yılda yaşanan gazete satış süreçleri bütün dünyanın ilgisini tekrardan yazılı basının geleceğiyle ilgili tartışmalara sürükledi. Ünlü Amerikalı iş adamı Warren Buffett’ın sahibi olduğu şirket yaklaşık 350 milyon dolara bir düzine yerel gazeteyi satın alırken, Boston Globe 70 milyon dolara, Washington Post da 250 milyon dolara alıcı buldu.

Türkiye’de gazetecilik üzerine onlarca çalışma yapılmasına rağmen kamuoyunun “basının ekonomisi nedir, ne olmalıdır?” sorusu üzerine bulabileceği tatmin edici bir yanıt yok. Gazete çalışanları da haber peşinde koşmaktan ve eve ekmek götürmekten bu tür soruların muhatabı değiller. Üniversitelerimiz de yurtdışındaki örneklerinin pek çoğunun tersine bu hızlı dönüşüme, basın yayın dünyasının değişen ekonomisine ayak uyduramıyorlar. (Bana kalırsa Türkiye’deki gazetecilik eğitiminin pek çok açıdan elden geçirilmesi gerekiyor. Uluslararası  standartların altında bir eğitim verildiği konusunda kuşku yok.)

Yanlış bir şekilde haberin bedava üretildiği ve internetten de habere bedava erişilmesi gerektiğine dair  bir algı var. Gazetelere ücret ödeyerek sahip olan nesiller için çok anormal olmayan bu durum, internet okur yazarı olan yeni nüfus üzerinde beklenmeyen bir etki oluşturuyor. Halbuki internet üzerinden bilgiye ulaşmak için elektrik, bilgisayar ve internet kullanım ücreti ödeyen okuyucu halihazırda belirli bir ödeme miktarını kendiliğinden gerçekleştirmiş oluyor. Türkiye’de şimdilik tüm haber siteleri ücretsiz. Fakat Batı’daki haber sisteminin iflası ve dijital reklam piyasasından yazılı basına göre daha az gelir elde ediliyor olması ödeme duvarı denilen ve haber içeriğini ücretli hale getiren bir modelin inşasını da zorunlu kıldı. Sadece Washington Post’un yıllık haber arama ve bulma işlemine harcadığı para 100 milyon dolarken gazetelerin neden zarar ettiği konusu daha büyük bir anlama kavuşuyor.

Türkiye’de reklam piyasası acı tatlı

Fakat Türkiye’deki durum tam olarak böyle değil. Türkiye yurtdışındaki basından farklı olarak reklam piyasasının büyüdüğü ve çok satan gazetelerinin kâr edebildiği bir ülke.

Hürriyet Kurumsal’ın verdiği rakamlara göre Türkiye’deki reklam piyasası 2013’ün ilk üç ayında geçen yıla göre yüzde 14 büyüyerek 1 milyar 248 milyon TL’ye ulaştı. 25 gazetenin reklam gelirleri arasında yapılan araştırmaya göre de reklam gelirleri geçen yıla göre 4 milyon TL artış göstererek 226 milyon dolara erişti.

Tüm bunlara rağmen Türk basınındaki gazete sayısında da artış yaşanıyor. Bu yüzden başta Hürriyet olmak üzere diğer büyük gazeteler internetin de etkisiyle tiraj kaybına uğrarken reklam gelirlerinde de yüzde 4’lere varan gerilemeler yaşıyorlar. Kağıt masrafları da zaman zaman yükselmekle birlikte ton başına 700 dolar seviyelerinde seyrediyor. Bu da gazetelere yeni çözümler bulmaya itecek ve itiyor.

Şimdilik onlarca cahil editörün kopyala yapıştır mantığıyla çevirdiği internet haber siteleri kâr ederek çalıştırmayı sürdürüyor. Fakat unutmayın ki gazetelerdeki kan kaybı bir süre sonra nitelikli haber sayısını azaltarak sadece ajans haberlerine dayalı haberciliği daha da güçlendirecek. Zaten can vermiş olan Türkiye’deki gazeteciliğin ruhuna el Fatiha dememek için de bir an önce basın kuruluşlarının bir önceki yazımda belirttiğim sisteme benzer bir sistem kurması yahut yeni çözümler bulması gerekiyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s