Malum medyamızda son yaşanan görevden almalar pek çokları tarafından büyük bir stratejinin, yeniden yapılanmanın bir parçası olarak gündeme getirildi.

Bana kalırsa bu görevden almaların basın özgürlüğünden ziyade, basının yapısal sorunlarıyla doğrudan bir ilgisi bulunuyor.

Açıklayalım.

Türkiye basınının örnek aldığı Avrupa ve ABD medyasında görevden almalar bu şekilde gerçekleşmez. Orada görevden almalarda ya da yeni genel yayın yönetmeni atamalarında istişare ve hedef odaklı tercihlerde bulunulur. Önemli olan stratejidir ve bu stratejinin ne olduğu basına ve kamuyouna açıkça anlatılır.

Bir genel yayın yönetmeninin başarısı duruma ve zaman göre değişse de şu şekilde değerlendirilir:

1- Gazetenin tirajını hedeflenen rakama getirmiş mi? Ya da tiraj kaybına mı neden olmuş?
2- Gazete gelirlerinde sert düşüşlere rağmen yapısal reformlar yapabilmiş mi?
3- Gazete haberleriyle gündemi belirlemiş ya da yönlendirebilmiş mi?
4- Gazetenin marka değerini artırabilmiş mi?
5- Gazetedeki yeniden üretimi sürdürebilmiş mi?
6- Gazetedeki çalışanları iyi yönetebilmiş mi?

Bu maddeler daha da artırabilir fakat genel olarak bir genel yayın yönetmeninin başarısı buna göre belirlenir.
Gazeteler radikal örnekler haricinde genel yayın yönetmenlerini görevden alırken şunlara dikkat ederler:

1- Yazı işleri genel yayın yönetmeni hakkında ne düşünüyor?
2- Gazete okuyucusu genel yayın yönetmeni hakkında ne düşünüyor?

Birinci maddeye ilişkin olarak özellikle künyede adı olan isimlerle ciddi istişareler yapılması muhakkak. Fakat eğer patronaj bir gazeteyi tümden elden geçirecekse bu şık devre dışı kalıyor.

Fakat yine de ikinci şık önemini koruyor. Yani okuyucunun genel yayın yönetmeni hakkında ne düşündüğü oldukça önemli.

Gazetelerde genel yayın yönetmenleri görevden alınacaklarını en az bir hafta öncesinden öğrenirler ve yerlerine atanacak kişi de belli olur. Bu kişi genelde gazete içerisinden gelir. (Diğer yönetimsel mevkilere dışarıdan atamalar yapılır. O kişi gazetede biraz zaman geçirdikten sonra genel yayın yönetmeni olma şansını kazanır)

Son yaşanan görevden almalarda yukarda adı geçen kriterlerden hiçbiri dikkate alınmışa benzemiyor.

Umalım ki yeni göreve gelecek arkadaşların sonu da kendinden öncekiler gibi olmasın.